Haber Dokuz
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • FOTO GALERİ
  • GÜNDEM
  • KÜLTÜR SANAT
  • MEDYA
  • POLİTİKA
  • SPOR
  • AYKIRI
No Result
View All Result
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • FOTO GALERİ
  • GÜNDEM
  • KÜLTÜR SANAT
  • MEDYA
  • POLİTİKA
  • SPOR
  • AYKIRI
No Result
View All Result
Haber Dokuz
Home ARAŞTIRMALAR

Hümanizm

Mart 28, 2020
in ARAŞTIRMALAR
Hümanizm

Tuncer Bursalı

Hümanizm, insanı ve insansal değerleri bütün öteki değerlerden üstün gören felsefi bir anlayıştır. Bundan yola çıkarak özellikle 16. Yüzyıl Avrupası’nda gelişen ve yöntemleriyle felsefesini antik metinlerin incelenmesinden alan düşünsel akımdır.

Ortaçağ’ı izleyen ve değişik olarak tarihlendirilen dönem ( İtalya için 15. Yüzyıl, Fransa, Portekiz ve İspanya için 16. Yüzyıl) , özelliğini yeni bir felsefi antropolojinin kurulmasına ve eski Yunan-Latin kaynaklarına dönülmesine borçlu olduğu için, hümanizm ve Rönesans terimlerini birbirinden ayrı düşünmek imkânsızdır. Bu antropolojiyi ve bu kaynaklara dönüşü bir araya getiren edebiyat, birbirini tamamlayan birtakım dini, tarihi ve ideolojik verileri etkisindedir: Reform ve Karşı Reform, büyük seferler ve Amerika’nın bulunması, matbaanın keşfi ve 15. Yüzyılın sonundan başlayarak yazarla kent ve iktidar arasında kurulan yeni ilişki.

Eskilere dönmekle, Rönesansçılar, Luther’in dinsel felsefesinde örnek işlevi gören bireyin, tarihsel olarak ortaya çıkışını düşünmeyi ve dile getirmeyi olanaklı kılan kavramsal ve edebi biçimlere kavuşmuşlardı. Destan ve trajedi gibi eski büyük türlerin benimsenmesi, hem türler hiyerarşisinde toplum hiyerarşisinin yansımasına, hem Hıristiyanlığın yayılmasına, hem de ulusal gerçeklerin anlaşılmasına dayanan yeni bir tarih anlayışının doğmasına yol açtı. Ayrıca, eskilere tanınan öncelik, çelişkili bir biçimde, ana dilde bir edebiyatı da engellemedi; çünkü her şeyden önce bu eski metinlerin açık ve seçik bir biçimde anlaşılması gerekiyordu. Ortaçağ’da yapılan eklemelerden arındırılmış bir metnin ortaya konmasından sonra yapılan İncil çevirileri sayesinde, yerel diller daha geniş bir alana yayıldı ve büyük bir saygınlık kazandı.

Tarihi
Hümanizm terimi ilk kez XIX. yüzyılda Alman araştırmacılar tarafından kullanılmıştır ancak kökeni çok daha eskilere dayanmaktadır. Humanismus sözcüğü XV. Yüzyılda İtalyanlar tarafından beşeri bilimleri anlatmak (studias humanitatis) ve ilk çağ yazını üzerinden uzmanlaşmış öğrenciler için kullanılmıştır.

Hümanizmin köklerini Yunanistan’da bulduğunu söylemek bir anlamda yanlış olmayacaktır. Yunan filozof Protagoras “Her şeyin ölçüsü insandır.” demiştir ki bu cümle hümanizmin temel ilkelerini özetlemekte yeterlidir. Zaten hümanizmin esin kaynağı Eski Yunan ve Latin edebiyatları ile felsefesidir.

Hümanizm akımı Rönesans devriyle birlikte Avrupa’da gelişmiş, başlarda din karşıtı bir akım olarak taraftar toplamıştır. Bunun sebebi hümanizm öğretisinin Hıristiyanlıkla çelişen Eskiçağ’ın din dışı değerleriyle yoğurulmuş Yunan ve Latin edebiyatı ve felsefesi olmasıdır. Sonralar da Rönesans hümanist akım mensupları dinlerine oldukça bağlı Hıristiyanlar olarak kendilerini gösterseler de bahsi geçen Yunan ve Latin edebiyatı ve felsefesi metinlerine karşı duydukları saygıyı yitirmemişlerdir. Hatta XIV. yüzyıl sonralarında hümanizm öğretisinin tamamıyla bu metinlerin temel alındığı gramer, şiir, tarih ve ahlak felsefesi içeren bir öğreti haline geldiği söylenebilir.

Yeni bir felsefi akım olarak hümanizmin ilk belirtilerine, hayatı bir değer olarak ve insanı kendi kendiyle doğrudan ilişki içinde alan Petrarca ve Boccaccio’da rastlarız. İnsana tanınan bu özerklik, dinseli ve evrenseli hiçe saymak anlamına gelmez: gerçek amacı, insanoğlunu evrenin merkezine yerleştirmek, insan ruhuna evrensel ile geçici arasında bir bağlantı niteliği kazandırmak ve yeryüzünü ruhun bir uygulama alanı olarak görmektir. Bu tutumun değişik bir biçimini her türlü kozmolojik ilişkiden arınmış olarak insanoğlunun kendi kendini tanımasını savunan Erasmus ve Montaigne’de görürüz: önemli olan tek şey yaşamın içeriği ve kişinin kendi ayrıcalığı içinde ele alınmasıdır. Bu indirgemeyi yapabilmek için, her şeyden önce insanoğlunun evrendeki yerini saptamak zorunludur.

Hümanizmin insani değerlere odaklanması ise Aydınlanma Çağı’nda gerçekleşti. Bu çağın düşünürleri, evrenin bazı temel kurallara bağlı kalarak yaşadığını, insanın akıl yoluyla bu kuralları kavrayabileceğini ve bunun sonucunda da bilgiye, özgürlüğe ve mutluluğa ulaşacağına inanmaktaydılar. Tabi düşünürlerin buna inanmasında bilimin rolü büyüktü. Descartes, Galileo Galilei, Kopernik, Sir Isaac Newton Aydınlanma Çağı bilim adamlarının önde gelenlerindendir. Newton’un yerçekimi kanunu bulması, zaten evrenin basit yasalarla işlediğine inanan hümanist düşünürleri insanların hayatına mutluluk ve zevk getirecek yeni temel yasalar aramaya itti. Locke, Rousseau, Hume, Hobbes, Beccaria dönemin ünlü düşünürleriydi.

Hümanistler mevcut hiçbir doktrini takip etmemiş, bütün dogmaları sorgulanabilir kılmışlardır çünkü anlamanın ve düşüncenin kişiden kişiye değişeceğine inanmaktaydılar. Bunun da sonucu olarak herkes kendi davranışlarından sorumlu oluyordu. Böyle bir anlayışın var olabilmesi için hümanizmin temellerine hoşgörünün yerleştirilmesi şarttı. Nitekim bugün hümanizm deyince akla ilk gelen kavram hoşgörüdür. Hümanizm her türlü düşünceye, fikre hoşgörüyle yaklaşılmasını öngörür. Yalnızca temelinde mantık olmayan düşünceler hem düşünen hem de o düşüncenin yayılacağı kitleler için tehlikeli kabul edilir.

Hümanizme göre doğruyu bulmak insanın bir yetisidir. Fakat doğruyu bulma yönteminde gizemcilik, mistisizm, gelenek ve bunlar gibi genel geçer kanıtlarla ve mantıkla bütünleşmeyen yöntemler izlenemez. Gerçeğe duyulan bu arzu, gözü kapalı kabullenmelerle değil, bilimsel şüphecilik ve bilimsel yöntemle doyurulmalıdır. Otoriteyi ve aşırı şüpheciliği de reddederken, kaderin olaylar üzerindeki etkisini kabul etmez. Doğrunun ve yanlışın bilgisine kişisel ve ortak bilincin en doğru biçimde algılanmasıyla ulaşılabileceğini savunur.

Suriye’nin Son Durumu,Türkiye-Suriye Sınırı ve Terörle Mücadele
GÜNDEM

Suriye’nin Son Durumu,Türkiye-Suriye Sınırı ve Terörle Mücadele

Kandil’de PKK hedefleri etkisiz hale getirildi
GÜNDEM

Kandil’de PKK hedefleri etkisiz hale getirildi

“Kürt Bölgesinin Güvenliği Bizim İçin Önceliklidir”
POLİTİKA

Yeni Çözüm Süreci!

Haber Dokuz Yeni Nesil Habercilik

Dolasim Menusu

takipçi satın al
instagram takipçi satın al
twitter takipçi satın al
tiktok takipçi satın al
youtube abone satın al
facebook takipçi satın al
twitch takipçi satın al

Kategoriler

  • FOTO GALERİ
  • Manşet
  • SÜRMANŞET
  • GÜNDEM
  • POLİTİKA
  • SPOR
  • YAŞAM
  • YAZARLAR
  • MEDYA

Son Haberler

Türkiye’nin konuştuğu ‘ölüm partisi’ne operasyon

ABD Koronavirüs’e teslim oluyor

1 milyon sığınmacıya “merhaba” der misiniz?

2.Çözüm sürecini resmen başlattılar

31 Mart’ın parolası belli oldu!

Şehidiyle davalık olan Devlet!

  • Ana Sayfa
  • Gizlilik Politikası

Aykırı Haber Sitesi

No Result
View All Result
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • FOTO GALERİ
  • GÜNDEM
  • KÜLTÜR SANAT
  • MEDYA
  • POLİTİKA
  • SPOR
  • AYKIRI

Aykırı Haber Sitesi